
Seanslarda çalıştığım bir terapi yöntemi olarak Şema Terapi Ekolü’nden bahsetmek istiyorum. Çocukluk yaşantımızda temelleri atılan ve günümüze kadar devam eden; kendimizle, diğer insanlarla ve dünyayla ilgili kalıplaşmış, bizim duygu, düşünce ve davranışlarımıza yön veren inançlarımız ve değerlerimizdir diyebiliriz. Yaşantılar, anılar, deneyimler, sosyal ve aile ilişkileri bu şemaların şekillenmesinde rol oynar. Örnek olarak, “sevilmeye layık değilim” düşüncesi değersizlik şemasına örnek olabilir.
Seanslarda ilk olarak danışanı değerlendirip hangi şemalara sahip olduğunu, bu şemaların nasıl işlediğini, davranışları nasıl etkilediğini, şemanın yansıması olarak hangi alanlarda işlevselliği etkilediğini anlamaya çalışırız. Seanslarda önemli bir yere sahip olan içgörü ve farkındalık kazandırmaya odaklanırız. Yaşanan olumsuz deneyimlerin yeniden yaşantılanmasını sağlayarak iyileştirilmesi üzerine, seanslarda duygu odaklı çalışmalarla duygusal yaraların iyileştirilmesine yardımcı oluruz. Danışanın bilişsel olarak yanlış, olumsuz, sağlıksız düşünce sistemini sorgulamasına, otomatik düşüncelerin farkına varmasına ve bu sağlıksız, kalıplaşmış düşünce sisteminin yeniden düzenlenmesine; sağlıklı ve işlevsel düşüncelerle değiştirilmesine yönelik çalışırız.
Değişen düşünce sistemiyle beraber kişinin şemalarının etkisi altında kalan davranışlarını değiştirmesine, daha yeni ve olumlu davranış biçimlerini öğrenmesine ve uygulamasına yönelik seanslar devam eder. Kişinin kendisiyle ve diğer bireylerle olan ilişkilerinde daha sağlıklı sınırlar kurarak iletişim becerilerini geliştirmesini teşvik ederiz ve terapi sürecinin her aşamasında destekleyici olmaya çalışırız. Kişinin bu derin inançları anlaması ve şemalarını değiştirmesi uzun vadeli bir terapi süreci gerektirir.