Location,TX 75035,USA
+1234567890
info@yourmail.com

Duyguları Öğüne Dönüştürmek

Duygusal yeme artık çok sık kullanılan bir psikolojik terim olduğu için, fiziksel açlıkla bazen karıştırıldığını ve bunun üzerine doğru bilinen çok fazla yanlış olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, duygusal yeme ve fiziksel açlığı ayırt edebileceğiniz ve bu konuda fikir sahibi olabileceğiniz şekilde bu durumu biraz aktarmak istiyorum.

İlk önce duygusal yeme ne demek, oradan başlayalım. Fiziksel bir açlık hissetmediğiniz halde kendinizde bir şeyler yeme ihtiyacı hissederek kendinizi bir şeyler yerken buluyorsanız, ardından da büyük bir pişmanlık hissi yaşıyorsanız burada duygusal açlıktan bahsedebiliriz. İçinde bulunduğunuz stres, kaygı, anksiyete, depresyon, duygusal boşluk gibi durumlardan kaçınmak, ertelemek, yok saymak veya rahatlamak için bir şeyler yemeye ihtiyaç duyuyor olmak aslında duygusal yeme için ayırt edici bir kriterdir.

Stres, kaygı, üzüntü, yalnızlık, umutsuzluk gibi duygusal durumlarda kişi, başa çıkmak ve duygusal olarak rahatlayabilmek için yemek yemeyi seçer. Kısa vadede veya anlık olarak rahatlama hissi gelse de sonrasında olumsuz duygular daha ağır basmaya başlar. Duygularını düzenlemede ve ifade etmede zorluk yaşayan kişiler, başa çıkma stratejisi olarak duygusal yeme davranışına başvurabilirler. Bu dürtü, çocukluktan da geliyor olabilir. Çocuk için yiyeceklerin ödül mekanizması olması, ağladığında teselli ve motive olması için bir çikolata verilmesi, yetişkinlik döneminde duygusal yeme eğilimini artırabilir. Duygusal yeme; aile dinamiklerinden, sosyal ve çevresel faktörlerden, çocukluk deneyimlerinden, öğrenilmiş davranış kalıplarından veya duyguları anlama ve yönetmede zorluk yaşamaktan kaynaklanıyor olabilir.

Duygusal yeme ve fiziksel açlığı birbirinden ayıralım. Duygusal açlıkta kişi aniden bir atak gibi bir şeyler yemeye başvurur ve amaç doymak değildir. Duygusal durumlarla ilişkili olduğu için duyguların anlık değişimine göre hissedilir. Fiziksel açlık ise daha çok somatik belirtiler gösterir (karnın guruldaması, enerji düşmesi, baş ağrısı, halsizlik gibi…) ve yavaş yavaş zaman içerisinde acıkma hissedilir. Yemek yenir, doygunluk hissedildiğinde kişi durur ve yemeye devam etmez.

Duygusal açlıkta yemekten sonra pişmanlık, suçluluk, utanç gibi olumsuz duygular hissedilirken, fiziksel açlıkta kişi temel ihtiyacı giderildiği için nötr ya da iyi hisseder. Duygusal açlıkta, hızlı, kolay ulaşılabilen, tatlı ve yağlı yiyecekler tercih edilirken, fiziksel açlıkta çeşitli yiyecekler, ana yemek tercihleri ya da genel olarak sadece doymak hedeflenir. Duygusal açlıkta kişi, gizli ve saklanarak yeme ihtiyacı duyarken (pişmanlık, suçluluk ve utanç hissinden kaynaklı) fiziksel açlıkta böyle bir şeye ihtiyaç duyulmaz.

Duygusal yeme sadece beslenme alışkanlıklarını değil, psikolojik ve sosyal sağlığı da etkileyen, yaşam kalitenizi düşüren önemli bir konudur. Bu durum, aile, iş, okul ve sosyal çevrenizde olumsuz durumlar yaratıyorsa ve işlevsellikte problem yaşıyorsanız bir uzmandan destek alabilirsiniz. Uzman yardımı, duygusal yemenin nedenlerini ve neden böyle bir şeye ihtiyaç duyulduğunu anlamanızı sağlar. Duygusal ihtiyaçları sağlıklı başa çıkma yöntemleriyle karşılayarak, duygusal yemenin üstesinden gelmenize ve bu süreci daha iyi yönetmenize yardımcı olabilir.

Bir yanıt yazın